3 Nisan 2014 Perşembe

Denizli yi Gezelim

                             Denizli Gezilecek Yerler

Pamukkale

Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan ve UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Pamukkale Travertenleri Denizli'de bulunuyor. Şehrin simgelerinden biri olan Pamukkale hem eşsiz doğal güzelliği hem de binlerce yıllık antik kentiyle Denizli'de mutlaka görülmesi gereken bir yer.





Tarihi Yapılar

 Denizli şehir merkezinde ve merkeze yakın çevrede görebileceğiniz tarihi eserler mevcut. Bunların başında Akhan Kervansarayı geliyor. Selçuklu döneminde kalma bir yapı olan kervasnsarayın yanı sıra Acıpayam Yazır Cami, Boğaziçi Cami, Servergazi Türbesi, Goncalı Kilisesi ve St. Philippe Martyrion Kilisesi de Denizli'de gezebileceğiniz diğer tarihi yapılar arasında.




Antik Kentler                                                                                                                                                                                                  

Dünyaca ünlü antik kentlere ev sahipliği yapıyor Denizli. Bunların başında ise Pamukkale'de yer alan Hierapolis Antik Kenti ve Pamukkale Hierapolis Arkeoloji Müzesi geliyor. Eğer tarihte yolculuğu seviyorsanız Colossae Antik KentiTripolis Antik Kenti,Tabea Antik Kenti ve Laodikya Antik Kenti şehirde görebileceğiniz örenyerlerinden.



Kaplıcalar

 Denizli termal turizmi ile ünlü bir şehir. Şifa dolu kaplıcaları ile Denizli yılın her dönemi pek çok misafir ağırlıyor. Sarayköy KaplıcalarıKarahayıt KaplıcalarıÇizmeli Kaplıcaları, Tekkeköy Kaplıcası, Gölemezli Kaplıcası ve Kızıldere Kaplıcası Denizli'deki en bilinen ve sık ziyaret edilen kaplıcalardan.


  

Doğal Güzellikler

 Denizli'nin doğal güzelliklerini en eşsiz şekilde yansıtan yerlerden biri Honaz Dağı Milli Parkı. Yüzlerce çeşit bitkiye ve vahşi hayvan türüne ev sahipliği yapan Honaz Tabiat Parkı'nda doğa ile iç içe bir gezi yapabilirsiniz. Aynı zamanda Yeşildere ŞelalesiAğlayan Kaya ŞelalesiGüney ŞelalesiKeloğlan Mağarası ve Kaklık Mağarası da Denizli'de görülmeye değer doğal güzelliklerden.


































2 Nisan 2014 Çarşamba

Dünde Denizli





Kaynakça
http://www.cerkes.net/genel-konular-eski-basliklar/dunden-bugune-denizli-t8504.html

Denizli Adının Kökeni

                                   Denizli Adının Kökeni

Denizli’nin eski adı “Ladik” ya da  “Lazik” idi. Bu kelime Laodikeia kelimesinden gelmektedir ve Türkçe’de bir anlam ifade etmemektedir.  Yukarı Menderes Vadisinde (bugünkü Denizli şehrinin 6 km kuzeyinde) bulunan Laodikeia şehrinin Türklere geçişi sırasında “Ladik” ismi de miras kalmıştır. Aynı mıntıkada bulunan Khonae-Honas, Khoma-Homa, Tabae-Tavas da bulunduğu gibi Laodikeia’da bu kaideye uygun olarak Ladik ismini almış ve Selçuklu kayıtlarına öyle geçmiştir.
Ancak Selçuklu hakimiyeti ile birlikte şehrin bugünkü yerine taşınması neticesinde Ladik adının yanında Toğuzlu adı da kullanılmaya başlamıştır. “Toğuzlu adının Ladik adıyla birlikte kullanılmasıyla bu kelimelere Tonuzlu veTonguzlu adları da eklenmiştir.
Ünlü Seyyah İbn-i Batuta 1333 yılında ziyaret ettiği Ladik şehrine aynı zamanda Donguzlu dendiğini söylemektedir. Aşağı yukarı aynı yılları kaydeden Mesalik Ül-Ebsar’da Tonguzlu ifadesini kullanmıstır. 1350 yıllarına ait bir İlhanlı vergi kaydı ise Tonğuzlu diye yazar. Yine 1372 tarihli bir takvimde de Tonguzlu yazılışı görülmektedir. Timur’un resmi tarihçileri de “Donguzluğ” ve “Tenguzluğ” diye kayıtlar tutmuşlardır. Bu tarihlerden sonra bu ifadelerin yerine “Tonuzlu” ifadesinin kullanıldığını kesin olarak görmekteyiz. Nitekim erken dönem Osmanlı tarihçilerinden Nesri ve Aşıkpaşazade eserlerinde “Tonuzlu” imlasını kullanmışlardır.
Tonuzlu veya Tunuzlu isminin Denizli sekline dönüşmesi XVI. Yüzyılın ikinci yarısına rastlar. 1510 tarihli bir Osmanlı kaydında Dinuzlu kullanımına rastlamaktayız. Bu dönemde kente uğrayan gezginler eserlerinde “Denyzely, Denizley, Denisli, Degnisli, Denizli adlarını kullanmışlardır.
Ancak XVI ve XVII. yüzyıllarda Laodikeia Ladik Lazik çizgisinin Osmanlı Dönemindeki devamı olan Lazikkiye ismi de kullanılmıstır. Denizli adı ancak 1675 yıllarından sonra “Lazikkiye” ile birlikte yaygın olarak kullanılmış en nihayetinde 1700 yıllarından sonra bu kullanım kesin şekliyle yerleşmiş ve bölgeyi günümüze kadar ifade eden isim hüviyetini kazanmıştır.
 
Kaynakça

Denizli nin Tarihçesi

TARİHÇE

İlkçağlarda Denizli Yöresi

Denizli yöresinin ilk ve en önemli yerleşim yeri Beycesultan Höyüğü ’dür. (Günümüzde Beycesultan, Çivril ilçesinin 5 km. kadar güneyinde Çivril Denizli karayolunun hemen sağında yer alır.) Yerleşimin günümüzden 6000 yıl önce M.Ö. 4000 yıllarında Kalkolitik dönemle başladığı öngörülmektedir.
Tarihi dönemlere gelindiğinde Denizli yöresinin bilinen ilk sakinleri Arzawalılar olmuştur.  M.Ö 1200-1700 arası süren Karanlık Çağ’dan sonra yöreye Frigler hakim olmuşlardır. Xenephon’a göre Frigya’nın batı sınırlarındaki en önemli yerleşimlerinden biri Collosai (bugün Honaz) şehri idi.  Friglerin yıkılmasının ardından bölge Lidyalıların eline geçmişti. Lidya Devletinin doğu sınırı ünlü Yunanlı tarihçi Heredot’a göre Karura adlı yerleşimdir. Karura şehri bugün Denizli’ye bağlı Sarayköy ilçesinde bulunmaktadır.
Batı Anadolu bölgesi ve dolayısıyla Denizli yöresi M.Ö 129 yılında Romalılarca Asya eyaletine bağlanarak prokonsüllerce yönetilmeye başlanmıştır. Romalılar Asya eyaletindeki mevcut yolları ıslah edip yol akışını Bergama yönünden Efes ve Milet yönüne çevirdiler. Denizli Bölgesi doğu-batı yönünde önemli nokta haline gelmiştir.
Roma Devleti’nin M. S 395 yılında ikiye ayrılması sonucu Anadolu Doğu Roma yani Bizans idaresi altında kalmıştır. Bizans Devleti zamanında Denizli yöresi Helenistik ve Roma dönemlerindeki önemini kaybetmiş ve bir süre sonra bölgeye gelen Türklerin eline geçmiştir.

Denizli’de Türk Hâkimiyeti

Türklerin Denizli ile ilk ilişkileri 1070 yılında başlar. Büyük Selçuklu Beyi Afşin Bey yörenin en gelişmiş kentlerinden Honaz’ı aldıktan sonra Laodikeia’yı da yağma ederek istila hareketini Ege kıyılarına değin ilerletmiştir. Ancak bu istila hareketi geçici olmuştur.1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu baştanbaşa zapt edilmiş, bu arada Denizli çevresi de Kutalmışoğlu Süleyman’ın maiyetindeki Beyler tarafından fethedilmiştir.
Denizli ve yakın çevresi 12. Yüzyılın sonlarına kadar Türklerle Bizanslılar arasında sürekli el değiştirir ve sonunda Selçuklu Sultanı I. Giyaseddin Keyhüsrev’in ikinci kez tahta çıkışıyla birlikte, 1206-1207’de tamamen Türklerin eline geçer.
1176 Miryokefalon (Myriokephalon) Savaşı ile Selçuklu Ordusu Bizans Ordusunu yenmeyi başarmıştır. (Myriokephalon geçidinin Denizli’nin Çivril ilçesi yakınlarında olduğu ve savaşın burada cereyan ettiği görüşü birçok taraftar bulmuştur.) Bu tarihten sonra Türkmenler kitleler halinde Denizli il sınırına yığılmıştır.
Denizli toprakları XIII. yüzyıl başlarından itibaren Selçukluların uc diye tanımladıkları sınır bölgesinin güneybatı kanadını oluştuyordu. Denizli toprakları bu dönemde çok büyük bir Türkmen nüfusuna sahiptir. Bu dönemde sadece Denizli bölgesinde 200.000 çadır (hane) Türkmen nüfusunun bulunması bize bu konuda fikir vermeye yeterlidir. Denizli Bölgesi bu yönüyle en yoğun Türkmen nüfusunun bulunduğu yer durumundadır.
Beylikler Döneminde Denizli’de ilk Türk Beyliği 1260 tarihinde kurulmuş olup uzun ömürlü olamamıştır. Sahip Ataoğulları, Germiyanoğulları ve İnançoğulları Beylikleri yörede hâkimiyet kurmuşlardır.

Osmanlı Devleti Döneminde Denizli

Denizli ilk defa 1391 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ancak 1402 yılında Ankara savasında Osmanlı Devleti’nin Timur tarafından mağlup edilmesi sonucu Denizli yeniden Germiyanoğlu Beyliği’ne verilmiştir. 1429 yılında Denizli tüm Germiyan topraklarıyla birlikte Osmanlıların eline geçmiştir.
Denizli Osmanlı yönetimine geçtikten sonra yöre ahalisinin büyük çoğunluğu kırsal kesimde yasamaya devam etmiştir. Kırsal nüfusun önemli bir bölümü aşiretler halinde göçebe olarak yasıyorlardı. Bunlara ait yer adları günümüze değin varlığını devam ettirmiştir (Avşar, Bayat gibi). Yerleşik olan kent nüfusu ise esnaf loncalarına bağlı olarak ticari faaliyetlerle uğraşmaktaydılar.
İbni- Battuta seyahatnamesinde 1332 yılında uğradığı Denizli’de Ahi Sinan ve Ahi Tuman adlı iki ahi reisinden bahseder. Hatta bazı kaynaklara göre Ahi teşkilatının kurucusu olan Ahi Evran bir süre Denizli’de kalıp burada bahçıvanlık yapmıştır. Sosyal yönden Denizli 14. ve 15. yüzyıllarda doruk noktasını yaşamıştır.
 
Kaynakça